Перевод: с русского на все языки

со всех языков на русский

diken diken olmak

См. также в других словарях:

  • diken diken olmak — dik duruma gelmek, dikleşmek Kâhyamın, pos bıyıkları kirpi sırtı gibi diken diken oldu. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gözüne diken olmak — gözüne batmak Hasene yi odadan kovdunuz da şimdi gözünüze ben mi diken oldum? H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tüyleri diken diken olmak (veya etmek) — 1) üşümekten veya korkmaktan vücuttaki kılların dipleri kabarıp kıllar dikilmek Büyük hanım, daha fazla korkuyor, tüyleri diken diken oluyordu. R. N. Güntekin 2) mec. korkmak, tiksinmek Ne vahşi, ne korkunç; insanın tüylerini diken diken eden bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göze diken olmak — göze batmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diken diken — sf. 1) Dikeni bol 2) Dik duruma gelmiş, dikleşmiş Savcı, bıyıkları, saçları diken diken, dinliyordu. A. Gündüz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller diken diken olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • diken üstünde oturmak (veya olmak) — bir yerde tedirginlik duymak O bir yıl içinde diken üstünde otururum o evde; düş kuramam, şiir yazamam. M. C. Anday Konuşmaya başladık. Yine kavga ederiz diye diken üstündeyim. R. Erduran …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dikenleşmek — nsz Diken durumu almak, diken gibi olmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • batmak — nsz, ar 1) Bir sıvının üstündeyken içine gömülmek Sonra hani bir gemimiz batmıştı. S. F. Abasıyanık 2) Dünyanın dönüşü dolayısıyla güneş, ay ve yıldız ufkun altına inmek Güneş renksiz bulutlar altında batıyordu. Ö. Seyfettin 3) İflas etmek 4)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dut — is., bit. b., Far. tūt 1) Dutgillerden, kuzey yarım kürenin genellikle ılıman bölgelerinde yetişen, yapraklarıyla ipek böceği beslenen ağaç (Morus) 2) Bu ağacın, ak, kara, pembe renkte ekşi veya tatlı, sulu meyvesi Birleşik Sözler dut kurusu dut… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»